"And I have found both freedom and safety in my madness, the freedom of loneliness and the safety from being understood, for those who understand us enslave something in us. But let me not be too proud of my safety. Even a Thief in a jail is safe from another thief. "

Khalil Gibran (How I Became a Madman)

Lübnan Marunîleri / Yasin Atlıoğlu

NEWS AND ARTICLES / HABERLER VE MAKALELER

Monday, May 22, 2006

Şam'dan geçen mehter

Kaynak: BBC Turkish
Eyüp Coşkun
Şam, Suriye
Şam’ın alışveriş yapılan en önemli merkezi olan Hamra Caddesi’nin yanıbaşında olan Arnus Meydanı’nda o gece farklı bir hareketlilik vardı.

Geleneksel kırmızı giysilerini giymiş, başlarında miğferleri ile askerler, bando üyeleri, sanki tarihin karanlıklarından kendilerine bir yol bulmuştu.

Günlük giysileriyle alışveriş yapıp vitrinleri seyreden Suriyeliler bir anda yolun ortasında beliren 40’a yakın insana şaşkınlık içinde yol verdi.

Ellerinde Türk bayrakları, çalgıları, sembolik kılıçlarıyla Mehter takımı vakurla aralarından geçti.

Mehter takımı, konser için hazırlanan podyuma doğru giderken Şamlılar ne yapacaklarını bilemeden peşlerine düştü.

Mehter takımı podyumda yerini aldı ve mehter başı “Hasdur” deyince coşkulu bir alkış koptu kalabalıktan. Ve Şam Arnus Meydanı’nı mehter takımının marşı doldurdu.

"Ey şanlı ordu, ey şanlı asker
Haydi gazanfer, umman-ı safter
Bir elde kalkan, bir elde hançer
Serhadde doğru ey şanlı asker."

Evet Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş döneminde, Suriye topraklarını 450 yıl sonra başı eğik terk eden askerlerimiz değildi, bu kez Şam’da olan.

Onların yerine müzikleriyle de olsa askeriyenin bir parçası olan Mehter Takımı, Şam sokaklarında, kimine göre 200 yıl sonra, yeniden ortaya çıkmıştı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Şam Valiliği’nin birlikte düzenledikleri İstanbul günleri, bir hafta süresince Şam’da Türkiye rüzgarı estirdi.

Hem de öyle bir estirme ki, iki kez farklı yerlerde yapılan Mehter Konseri’ni binlerce kişi büyük bir zevkle izledi.

Hafta boyunca Türk Sanat Müziği sanatçısı Ahmet Özhan’ın opera binasındaki konseri, Zara’nın tarihi Emevi Meydanı’nda verdiği 6 bin kişilik konser, İstanbul’la ilgili fotoğraf sergileri, konferanslar Şam’da Türkiye’yi ve İstanbul’u püfür püfür estirdi.

Suriye’de yaşayan 50 bine yakın Türkiye kökenli Türkmenler ve Suriyeli Araplar, kendilerine aslında hiç uzak olmayan ama 50 yıl boyunca uzak kaldıkları Türk müzikleriyle, yeniden bir araya gelmenin coşkusunu yaşadı.

Bir zamanlar Suriye ile Türkiye arasında yaşanan diplomatik sıkıntılar, artık yerini dostluk ve kardeşlik mesajlarına bıraktı.

İki ülke bölgedeki son gelişmelerin ışığında, binlerce yıldan bu yana yan yana dostça yaşadıkları gibi, suni sorunları rafa kaldırmayı tercih etti. Yakın işbirliği her alanda olduğu gibi, kültür ve sanat alanında da ön plana çıktı.

Hiç kimsenin aklında Mehter Takımı’nın bir zamanlar Suriye topraklarında bulunan Osmanlı ordusunun askerlerinin cesaretini artırmak için müzik yaptığı yoktu.

Mehter Bandosu’nun, tarih içinden giysileriyle birden çıkıp gelen, geleneksel giysili askerlerinin çaldığı cesaretlendirici marşları anlayan Türkmenler, ellerinde ufak Türk bayrakları göz yaşları içinde izlediler.

Hepsinin gözlerinde yıllardır ayrı kaldıkları bir sevgiliye, yeniden kavuşmanın coşkusu vardı. Tabii bir damla göz yaşının eşlik ettiği...

Podyumdaysa Mehter takımı coşkuyla yeni bir kahramanlık marşını çalıyordu.

"Genç Osman dediğin bir küçük uşak
Beline bağlamış ibrişim kuşak.
Aman askerin içinde birinci uşak
Allah Allah deyip geçti Genç Osman."